Competition
Rewards: MDC'25: Architectural Design & Ideas Competition - Equivalent Reward
fleXcore is a modular, temporary living unit designed for use on both land and water. It is easy to transport and assemble, making it ideal for workers in the agriculture, archaeology, and tourism sectors who require adaptable and mobile accommodation. Rooted in the concepts of spatial adaptability and portability, fleXcore's transformable and dynamic structure supports both individual and collective use, offering a flexible system that can be integrated into various contexts.
The core of the design is a foldable accordion panel system that allows the unit to be compacted for transport and expanded when in use. This flexibility enables a dynamic spatial organization that adapts to the number of users and spatial requirements. The rubber accordion panels are made from durable and waterproof materials, ensuring long-term usability. Beyond individual use, the modular system also supports collective settlement configurations, fostering spatial and social dynamics. Users can quickly reorganize the space according to their needs, enabling efficient use of time and space.
The expansion and contraction capabilities provided by the accordion system are a significant advantage, particularly in temporary living conditions. When fully collapsed, the module is 150 cm thick. When expanded, it reaches dimensions of 450 cm by 350 cm, offering a total usable area of 15.75 m².
To enable placement on water, the flooring system incorporates recycled barrels—each with a capacity of 220 liters—secured with fishing nets. This approach not only ensures the structure remains lightweight and portable but also promotes sustainability by using repurposed materials. The flotation system consists of 35 such barrels, minimizing environmental impact while enhancing mobility. On land, fleXcore can be easily adapted for various terrains and climate conditions. Its lightweight construction also facilitates transportation and quick assembly.
The interconnectable structure of the modules allows for flexible settlement scenarios, offering a scalable system that can be tailored to user needs. This flexibility ensures personal privacy while providing shared communal spaces for social interaction, striking a balance between individual living and community life. As modules cluster together, public spaces organically emerge. Shared areas such as dining halls, kitchens, courtyards, and plazas encourage users to gather, strengthening the sense of community. In this way, a collective living scenario is created that goes beyond individual units.
Inside each module, a foldable sink, shower, and toilet provide essential hygiene functions, while a mezzanine level serves as the sleeping area, forming a compact and functional living space. One of the key design features is the transformable door system, which acts as a spatial interface between land and water. When opened, the door unfolds into a bridge, allowing direct access to the shore. This design enables users to experience a more integrated connection with their surroundings.
Thanks to its lightweight construction, the unit can easily adapt to different ground conditions, enabling various placement strategies. Solar panels positioned on the façade support the use of renewable energy, allowing the unit to function off-grid. These panels meet both electricity and hot water needs. By printing Anatolian kilim patterns on the panel surfaces, a total of 60 combinations are offered through 20 unique patterns and three color options. This not only gives each unit a distinctive identity but also embraces an aesthetic that references shared cultural memory.
The design achieves both functional and aesthetic coherence. Identifying each module through its unique appearance enhances the sense of belonging and increases the recognizability and diversity of individual units. With its lightweight, portable, and scalable structure, the design supports principles of spatial sustainability. The foldable form optimizes logistics and enables rapid setup.
The layout strategy encourages social interaction while also addressing individual needs, creating a spatial narrative that maintains balance. The modular system’s ability to form neighborhoods goes beyond temporary shelter, constructing a collective living model and providing spatial belonging for nomadic or migrating communities. Ultimately, it offers a flexible, sustainable, and socially engaging living environment for communities working across various sectors.
Designed by İdil Can & Elif Sude Karakaya
[TR]
fleXcore, hem karada hem de suda kullanılabilen, modüler ve geçici bir yaşam birimidir. Taşınması ve kurulumu kolay olan bu yapı, tarım, arkeoloji ve turizm gibi sektörlerde çalışan ve esnek, mobil konaklama ihtiyacı duyan kullanıcılar için idealdir. Mekânsal uyarlanabilirlik ve taşınabilirlik kavramları üzerine temellenen fleXcore’un dönüştürülebilir ve dinamik yapısı, bireysel ve kolektif kullanımı destekleyen esnek bir sistem sunar ve farklı bağlamlara entegre edilebilir.
Tasarımın merkezinde, kullanım sırasında açılıp taşınma sırasında katlanabilen akordeon panel sistemi yer alır. Bu esneklik, kullanıcı sayısı ve mekânsal ihtiyaca göre dinamik bir mekânsal organizasyona imkân tanır. Dayanıklı ve su geçirmez malzemelerden üretilen kauçuk akordeon paneller, uzun ömürlü kullanım sağlar. Bireysel kullanımın ötesinde, modüler sistem kolektif yerleşim kurgularını da destekleyerek sosyal ve mekânsal etkileşimleri teşvik eder. Kullanıcılar, ihtiyaçlarına göre alanı hızla yeniden organize edebilir, böylece zaman ve mekân kullanımında verimlilik sağlanır.
Akordeon sistemin sağladığı açılma ve kapanma özelliği, özellikle geçici yaşam koşullarında önemli bir avantajdır. Tamamen kapalı haldeyken modül 150 cm kalınlığında, açıldığında ise 450 cm x 350 cm boyutlarına ulaşır ve 15,75 m² kullanılabilir alan sunar.
Su üzerinde konumlanabilmesi için, zemin sisteminde her biri 220 litre kapasiteli geri dönüştürülmüş variller ve balıkçı ağları kullanılır. Bu yöntem, yapının hafif ve taşınabilir kalmasını sağlarken, aynı zamanda geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı sayesinde sürdürülebilirliği destekler. Yüzer sistem, çevresel etkiyi en aza indirirken hareket kabiliyetini artıran 35 varilden oluşur. Karada ise fleXcore, farklı arazi ve iklim koşullarına kolayca adapte olabilir. Hafif yapısı, taşınmasını ve hızlı kurulumunu kolaylaştırır.
Modüllerin birbirine bağlanabilen yapısı, kullanıcı ihtiyaçlarına göre ölçeklenebilen esnek yerleşim senaryoları sunar. Bu esneklik, bireysel mahremiyeti sağlarken, sosyal etkileşim için ortak kamusal alanlar oluşturarak topluluk yaşamını destekler. Modüller kümelendikçe, kendiliğinden kamusal alanlar oluşur. Yemekhane, mutfak, avlu ve meydan gibi ortak kullanım alanları, kullanıcıların bir araya gelmesini teşvik ederek topluluk hissini güçlendirir. Böylece bireysel yaşamın ötesine geçen kolektif bir yaşam senaryosu inşa edilir.
Her modül içerisinde katlanabilir lavabo, duş ve tuvalet, temel hijyen ihtiyaçlarını karşılar. Yarı kat (mezzanine) seviyesi ise uyuma alanı olarak kullanılır ve kompakt, işlevsel bir yaşam alanı oluşturur. Tasarımın öne çıkan unsurlarından biri olan dönüştürülebilir kapı sistemi ise kara ve su arasındaki mekânsal ilişkiyi sağlar. Açıldığında bir köprüye dönüşen kapı, kullanıcıya kıyıya doğrudan erişim olanağı tanır. Bu sayede kullanıcılar, çevreleriyle daha bütünleşik bir deneyim yaşar.
Hafif yapısı sayesinde, ünite farklı zemin koşullarına kolayca uyum sağlar ve çeşitli yerleşim stratejileri geliştirilebilir. Cephede konumlandırılan güneş panelleri, yenilenebilir enerji kullanımını destekleyerek ünitenin şebeke bağımsız çalışmasına olanak tanır. Bu paneller hem elektrik hem de sıcak su ihtiyacını karşılar. Panel yüzeylerinde Anadolu kilim motiflerinin baskılanması ile 20 özgün desen ve 3 renk seçeneğiyle toplam 60 kombinasyon sunulur. Bu uygulama, her bir ünitenin kendine özgü bir kimlik kazanmasını sağlarken, ortak kültürel belleğe referans veren estetik bir değer taşır.
Tasarım, işlevsel ve estetik uyumu birlikte yakalar. Her modülün kendine özgü görünümü, aidiyet hissini artırır ve bireysel birimlerin tanınırlığını ve çeşitliliğini güçlendirir. Hafif, taşınabilir ve ölçeklenebilir yapısıyla tasarım, mekânsal sürdürülebilirlik ilkelerini destekler. Katlanabilir formu, lojistik açıdan kolaylık sağlarken, hızlı kurulum imkânı verir.
Yerleşim stratejisi, sosyal etkileşimi teşvik ederken, bireysel ihtiyaçları da gözeterek dengeli bir mekânsal anlatı kurar. Modüler sistemin mahalleler oluşturabilme potansiyeli, geçici barınma ihtiyacının ötesine geçerek, kolektif yaşam modeli oluşturur ve göçebe ya da hareketli topluluklar için mekânsal aidiyet sağlar. Sonuç olarak, farklı sektörlerde çalışan topluluklar için esnek, sürdürülebilir ve sosyal etkileşimi yüksek bir yaşam ortamı sunar.
Tasarım: İdil Can & Elif Sude Karakaya